Sevmek Ya da Sevmemek
Bu yazıyı bir kurşun kalemle yazmak istedim, görmek istedim bir kalemin tükenişini, ibret olsun diye kendime. Yazarken her harfte her satırda tükendi kurşun kalem. Yazmaktı vazifesi, yazdı, çizdi, bitti, gitti. Sonuçta ondan geriye satırlar kaldı.
Bazen kelimeleri kalemin ruhu gibi görürüm. Yepyenidir kalem en başta, taptaze, lekesiz. Sonra girer beşer dünyasına, gelir vazifesinin başına, körleştikçe sivrilir, sivrildikçe körleşir, ucu yazmaz olur bazen, kimi zaman da fırlatılır bir köşeye unutulur. Ve istisnasız her kalem eskir, kenarı-köşesi çentik alır, yıpranır. Tıpkı biz insanlar gibi. Bedenimiz yıpranır kalem gibi. Yürümekten, koşmaktan, bakmaktan, duymaktan, düşünmekten ve sevmekten yorulur. Şimdilerde sevmekten de yorulur olduk. O an dinlenmeye ihtiyaç duyarız. Bir yenidenlik ihtiyacı sarar benliğimizi.
Yazmak kalemi eritiyorken yavaş yavaş insan bedenini de zaman eritir. Ama aniden değil, satır satır her nefeste. Zaman içinde eriyip giderken neye dönüşüyor beden, bir kalem satırlara devşirilirken? Ne bırakıyoruz ardımızda hayat önümüze bembeyaz bir sayfa gibi açılmışken? Karalayıp gidecek miyiz, bir şeyler üretecek miyiz? Bir Kudretle aralanırken hayat defterimiz? Orada geçmişten ne göreceğiz? Bir anne, bir baba, bir evlat, bir idealist, bir âşık. Muhakkak birçok şey.
Aşk yorgunları (!) gitmeyi çözüm sandı. Ve gitti. Her şey bir hoşça kal ile bitti (!). Aslında ya bir resim ya da bir isim gitti. Bittiyse eğer Kudret kaleminde birkaç damla ömür mürekkebi bitti. Demem o ki aşk bir sevgilide ete kemiğe büründü, birçoklarına beden göründü. Hâlbuki aşk ne tükenir ne de tüketir, o hep besler, yüceltir. Akılın beyinle, aşkın kalp ile özdeşleştirilmesi de beyhude değildir. Tendeki alaka ise ruhu çürütür.
Bence sevgili âşıktan gitmez. Zira bu fasıl dünyada bitmez. Biz kâlû-belâda tanıştık. Birden bin, binden milyon, milyondan sonsuz olduk. Aslında azizim sen de ben de biriz. Cümle âlem aşk içinde tekiz. Sevmek istiyorsan seversin, ayrılık olsa da seviyorsan; ”Hakkım helal olsun. Bu fasıl kapansın istiyorsan canın sağ olsun” dersin. Seven sevdiğinden nasıl nefret etsin?